Haşimoğulları, İslam peygamberi Hazreti Muhammed'in mensup olduğu Haşim sülalesinden gelen bir Arap hanedanıdır. Günümüzde Ürdün ve geçmişte Hicaz bölgesinde hüküm sürmüşlerdir. Bu makale, Haşimoğulları'nın kökenleri, tarihi ve özellikle Türk kimliği ile olan ilişkisi hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır.
Haşimoğulları, İslam'ın doğuşundan itibaren Mekke'de önemli bir yere sahip olmuştur. Hazreti Muhammed'in vefatından sonra İslam dünyasında yaşanan siyasi ve dini gelişmelerde önemli roller oynamışlardır. Özellikle Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde çeşitli isyanlar ve iktidar mücadelelerine katılmışlardır.
Hicaz Krallığı: 20. yüzyılın başlarında, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı İngilizlerle işbirliği yapan Şerif Hüseyin, Hicaz'da bağımsız bir krallık kurmuştur. Ancak bu krallık, kısa bir süre sonra Suudi Arabistan tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Ürdün Haşimi Krallığı: Şerif Hüseyin'in oğulları Faysal ve Abdullah, İngilizlerin desteğiyle sırasıyla Irak ve Ürdün krallıklarını kurmuşlardır. Irak Krallığı 1958'de bir darbeyle yıkılmış olsa da, Ürdün Haşimi Krallığı günümüze kadar varlığını sürdürmektedir.
Haşimoğulları'nın Türk kimliği ile doğrudan bir bağlantısı bulunmamaktadır. Haşimoğulları, köken olarak Arap'tır ve İslam peygamberi Hazreti Muhammed'in soyundan gelmektedirler. Ancak, tarih boyunca Türk devletleri ve toplumları ile çeşitli ilişkiler içerisinde olmuşlardır.
Osmanlı Dönemi: Osmanlı İmparatorluğu döneminde Mekke ve Medine gibi kutsal şehirlerin yönetimi Haşimoğulları'na verilmiştir. Bu dönemde Haşimoğulları, Osmanlı Sultanları'nın himayesi altında kalmışlardır. Ancak, I. Dünya Savaşı sırasında Şerif Hüseyin'in Osmanlı'ya karşı İngilizlerle işbirliği yapması, Türk-Haşimi ilişkilerinde bir dönüm noktası olmuştur.
Cumhuriyet Dönemi: Türkiye Cumhuriyeti ile Ürdün Haşimi Krallığı arasında diplomatik ilişkiler bulunmaktadır. İki ülke arasında çeşitli alanlarda işbirliği yapılmaktadır.
Sonuç olarak, Haşimoğulları'nın Türk kimliği ile doğrudan bir ilgisi olmamasına rağmen, tarih boyunca Türk devletleri ve toplumları ile çeşitli etkileşimlerde bulunmuşlardır. Bu etkileşimler, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde daha belirgin hale gelmiştir.